Edit Content

Biyografi

6 Ağustos 1968’de Tekirdağ’da doğan Mustafa Şentop , Türk siyasetçi ve 24, 25, 26. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul, 27. Dönem AK Parti Tekirdağ milletvekili...

İletişim

 TBMM BAŞKANI ŞENTOP, BAKÜ’DE GÜNDEME İLİŞKİN SORULARI YANITLADI

TBMM BAŞKANI ŞENTOP, BAKÜ’DE GÜNDEME İLİŞKİN SORULARI YANITLADI

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Parlamento Başkanları Birinci Toplantısı için bulunduğu Bakü’de, Haber Global canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Vatan müdafaasında Türkiye’nin açıkça Azerbaycan’ın yanında yer aldığını belirten Şentop, “Sadece dostumuz olduğu için değil, davasında sonuna kadar haklı olduğu için Azerbaycan’ın yanında yer aldık.” ifadesini kullandı.

Şuşa ve Fuzuli şehirlerine de gideceğini bildiren Şentop, Batı ülkelerinde Ermeni diasporasının yaptığı kara propagandayla sanki Azerbaycan zulmediyormuş, Ermeniler ise mazlum bir halkmış gibi anlatıldığını söyledi.

Şentop, anlatılanlara göre Şuşa dışındaki yerlerde Ermenilerin adeta taş üstünde taş bırakmadığını dile getirerek, buraya dikkati çekip bizatihi görerek bu kara propagandayı yerle bir etmek gerektiğini vurguladı. Şentop, Ermenilerce döşenen mayınlar nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini ve sakat kaldığını da belirtti.

Tunus’ta olanlarla ilgili görüşleri sorulan Şentop, ülkede anayasanın uygulanmasıyla ilgili kanunlar çıkarılamadığı için bazı temel kurumların oluşturulamadığını, bunlardan birinin de Anayasa Mahkemesi olduğunu kaydetti.

Şentop, ülkede şu anda olağanüstü hal ilanı gibi bir durumun söz konusu olduğunu ifade ederek, bunun denetimiyle ilgili “30 gün içinde Anayasa Mahkemesine götürülür.” şeklinde bir sürecin bulunduğuna ancak Anayasa Mahkemesinin oluşmadığına dikkati çekti.

Durumu bir darbe olarak değerlendirdiğini belirten Şentop, şöyle konuştu:

“Halin gerektirdiği her türlü tedbiri alabilir gibi bir ifade var. Fakat anayasanın bir maddesine dayanarak anayasayı askıya alabilmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Yürütme organının yasama organını işlevsiz hale getirebilecek bir adım atabilmesine bir anayasa hükmünün imkan verdiğini düşünebilmek, kabul edebilmek mümkün değil. Cumhurbaşkanının olağanüstü halle ilgili kararı aldığında Meclisi fesih yetkisi var sistemde. Fakat bu sadece hükümetin kurulamaması gibi hallere münhasır. Cumhurbaşkanının olağanüstü hal ilanı kendi takdiri, değerlendirmesinde olan bir husus. Onunla ilgili bir itirazımız yok. O siyasi bir takdirdir. Buradaki sorun iki noktada düğümleniyor, Meclisin faaliyetlerini askıya alması ve geçici süreyle de olsa milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması. Böyle bir yetkisi cumhurbaşkanının olamaz. Bir başka husus da başbakanın görevden alınması meselesi. Çünkü başbakanın görevden alınmasında ilgili cumhurbaşkanına tanınmış bir yetki yok. Başbakan ancak Mecliste gensoruyla düşürülüyor. Cumhurbaşkanı olağanüstü hal ilan edebilir, bununla ilgili her türlü tedbiri alabilir ama bu her türlü tedbirin içerisine parlamento çalışmalarını askıya alma ve başbakanı, hükümeti görevden alma yoktur. Olması, anayasanın mantığına aykırı bir husus. Bizim arzumuz, Tunus halkının hak ettiği şekilde, kendi iradesiyle, anayasal düzenin ve hukuk kurallarının işlediği bir yönetimle yönetilmesidir.”

TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oturduğuna inanıp inanmadığının ve eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “3 yıllık bir uygulama dönemi var. Şüphesiz mükemmel, ideal bir sistem söz konusu olamaz. Dünyanın hiçbir yerinde yok.” dedi.

Hiçbir sistemin tasarlanıp mükemmel şekilde uygulanmasının söz konusu olamayacağını belirten Şentop, her sistemin kendisinden, düzenlemeden, konjonktürden kaynaklanan sebeplerle yanlışları, düzeltilmesi gereken noktalarının çıkabileceğini söyledi.

Sistemin kendisinden kaynaklanan hatalar ile konjonktürden, uygulamadan kaynaklanan hataların ayrılması gerektiğini vurgulayan Şentop, “Anayasadaki tasarımı itibarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kendisinden kaynaklanan bir rahatsızlık, bir sıkıntı, sorun yok. Sistemin temel özelliği, hükümetin doğrudan halk tarafından seçiliyor olmasıdır.” diye konuştu.

Mustafa Şentop, anayasal düzlemde sistemin bizatihi kendisinden kaynaklanan sorunlar bulunmadığını ifade ederek, parlamenter sistemin bazı alışkanlıklarıyla hala yeni sistemde hareket etmeye çalışanlar bulunduğunu söyledi.

Henüz bazı alışkanlıkların, zihin dünyasındaki takıntıların, varsayımların düzelebilmesi, yeni sisteme adapte olabilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu düşündüğünü ve 5 yıl gibi bir zamanda bunların aşılabileceği kanaatinde olduğunu dile getiren Şentop, mesafe alındığını ve daha da alınacağını belirtti.

Şentop, sadece Türkiye değil bütün dünyayı etkileyen koronavirüs salgınına işaret ederek, “Böyle bir olağanüstü tablonun bütün olumsuz sonuçlarını toplayıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yıkmaya çalışan bir anlayış da var tabii.” dedi.

Millet İttifakı’nın parlamenter sisteme dönülmesine yönelik vaadiyle ilgili soruya karşılık Şentop, “İktidara gelince hükümet sistemini değiştiririz.” gibi basit şekilde anlatmanın aldatıcı olacağını, parlamenter sistem önerenlerin önceki sistemi uygulamak gibi bir niyetleri bulunmadığını söyledi.

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisinin bunun göstergesi olduğunu ifade eden Şentop, “Madem hükümet sistemi değişikliğinin bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz o zaman somut bir şey ortaya koyun.” dedi.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisiyle neyin güçlendirildiğini soran Şentop, bu söylemle insanların parlamentonun güçlendirildiğini sandığını ancak aksine, bunun yürütmenin güçlendirildiği bir sistem olduğunu ifade etti.

Şentop, yürütmenin güçlü olmasından şikayet edenlerin önerdikleri modelin, hükümetin güçlendirilmesini esas alan bir model olduğunu söyleyerek, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini somutlaştırın. İlkesel bazdaki tartışmalardan sonuç alabilmek mümkün değil.” diye konuştu.